zam'ânın esintisi

5 Mayıs 2020

mânâlı,

âh, emel taşçıoğlu’ndan  “sel gider, kum kalır” bir de  “iz kalır” albümünden geliyorum. emel hanım’ın söylediği türküler tam olarak sevgili içi’n bayramlık yazısı.

“bayramdan bayrama” bilesin ki “geceler yârim oldu” dinlerken ilk iki dakikada rakıyı açtırır ve “her dertten yıkılmaz idim / sebebim yârim oldu” gece yarısı sağımda ve solumda temiz hava, sallanan ağacın gölgeleri, sokak lambasının yanıp sönerek kar’anlık sokaklardan eve doğru giz bir şekilde giderken hem ruha hem de rakıya çöktürebiliyor. bu, iki türkü bizi suistimal etmeden gerçekleri sorgulamaya da yardım eden türkülerden. 

sevgiliyle yaşanan yolculuk ânlarında “seher vakti çaldım yârin kapısını” türküsüne de yönlendirirken acılarımızı hafifletemeyebilir ama umutları belki geri getirebilir demek isterdim ki  “garibim”i dinleyerek, “bağa girdim kiraza/ yâr naza, ben niyâza / hani söz vermiştin/ gelecektin bu yaza” kucaklayarak huzuru vermenin güzelliği, her zam’ânı paylaşmaya, aynı gökyüzünün altında mil tutmaya, şefkâtle kollarına sarmaya...

derken yine “bayramdan bayrama” dönerek, “gurbeti mesken mi tuttun / gittin beni de unuttun / belki başka yâr da buldun/ bir selâm gönder ya da cemâlini göster ya da bir fatiha oku bari bayramdan bayrama” âh, yâr ile sonl(ân)dırdım her şeyi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.