zam'ânın esintisi
11 Nisan 2020
ev üzerine,
ev üstüne öncelikle kar(an)tina’lık zamanlarda en çok yazmak istediğim bir blog yazısıydı. içimde kalmasına izin vermememe sebep olan bir yazıyı okuyacaksınız. içimde kalmasına sebep olmayan kişiler başta gaston bachelard ve mehmet said aydın olmak üzere herkese teşekkür ederim.
gaston bachelard’ın “mekânın poetikası”nda dediği gibi, “ev olmasa, insan dağıtılmış bir varlık olurdu. ev insanı gökten inen fırtınalara karşı koruduğu gibi, yaşamdaki fırtınalara karşı da ayakta tutar. ev hem beden hem de ruhtur. insan varlığının ilk dünyasıdır.” s.37 derken, herkesin yüksek bir benliği var. o benlik bir ev kurabilir de, çağırabilir de. evde yaptığım işleri fark etmeden önce beni gerçekten çok etkileyen eşyalarla konuşmak oldu. çünkü varlığımı ön planda tutmalı, iç içe geçmiş eşyalarla konuşmalı, çığlık vb. atmalıyım. kaostan uzak durmak isteyen bir benlik bu bahsettiğim şey.
ev, uyanıp kendinizi keşfe çıkmak, kim olduğunuzu hatırlamak için var. kendinizi çok daha fazlası olduğunuzu hatırlamak hem heyecan verici hem de korkutucu olabilir. ancak bu tanıma, kendinizi daha fazla olasılığa, daha fazla özgürlüğe ve yeni sürümlere açmak için ev var. mehmet said aydın’ın gazete duvar sitesinde “evin yalın hâli” yazısında dediği gibi, “dijital olan her şey uçabilir, defter her zaman daha garantili.” sayfa sayısı yok. velev ki ev de aynı bir defter gibidir ve garantilidir. ve nereye kendini ait hissediyorsan bu böyledir. ve mehmet said aydın’ın yazısı şiirden demlenmiş belli ki. aslında sadece “evin yalın hâli”ne değil, “evin her hâli” olmakla beraber bir necatigil şiiri ve en güzelidir. benim anlam yüklediğim budur. neyse, hakikatı sulandırmadan şöyle ki, geçen gün uyumadan önce okuyup instagram hikâyesinde paylaştığım şiirdir. yaşayan bir şairle aynı şiiri şu zamanlarda okumak mutlâk mutluluğa, şiir ve ev yaşamın anlamına bir kat daha yoğunlaşmaktır.
ayrıca fark ettiğim mehmet said aydın kitap sevdası olan birisi olarak bildiğimden şiirin sayfa sayısından yazısında belirtmemiş “o da bana belki nasip imiş” deyip müzik dinlerken ve hangi fotoğrafımı yüklesem diye düşünürken sağlık ve ziyafetle ve evet, fotoğraf ankara kalesinden. evet, şiirin bendeki sayfa sayısı: necatigil, şiirler yky 9.baskı, s.111, bir bir bir beraber evlerde kalalım demek istemiyorum. kalamayanlar var çünkü. evet, “beni hor görme kardeşim / sen altınsın ben tunç muyum / aynı vardan var olmuşuz” türküsünü dinlerken yazılan yazı. teşekkür ettiğim gibi saygılar dileyip uz’aktan (iyilikten) öpüyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.